İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

8 Ocak 2016 Cuma

Matematikten Neden Korkuyoruz?

      Matematik öğretimi ve matematik becerilerinin kazanılması oldukça önemlidir. Çünkü matematik, dünyanın düzen ve organizasyonu için öğrenilmesi gereken en güçlü araçtır. Bireyin matematik ile ilgili edindiği kazanımlar birçok faktöre bağlı olarak değişir. Bu faktörler matematik ile ilgili becerilerin kazanılmasında etkilidir. Ortaöğretime kadar neredeyse bütün düzeylerde matematik dersi mantık yürütme, pratik çözüm üretme, sayısal yeteneği geliştirme ve akıl yürütme başlıklarında ilerleme amacı gütmektedir ve eğitimin bütün evrelerinde bilişsel gelişime katkı sağladığı inkar edilemez bir durumdur. Uluslararası karşılaştırma sınavlarından biri olan TIMSS'den elde edilen bulgulara göre Fen derslerinde ortaya çıkan problemlerin bir kısmının matematik bilgisi kaynaklı olduğu çalışmalarda da ifade edilmiştir.

      Bu araştırmaya bakarak diğer derslerin de matematik başarısıyla senkronize bir şekilde ilerlediğini görebiliriz. Bir matematik probleminin çözümünün anlaşılamaması öğrencinin hayal kırıklığına uğramasına, zamanla karşılaştığı başarısızlıkların matematik kaygısı şeklinde ortaya çıkmasına sebep olmakta.

     Zaman içinde birçok kaygı tanımı oluşturulmuş, bu kaygı tanımı yapılan araştırmanın oturtulduğu zemine göre değişikler göstermiştir. En genel haliyle bir tanımlama yapılacak olursa kaygı; nesnel olmayan bir tehlikeye karşı kişinin yaşadığı bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir uyarılmışlık durumudur. Kaygı, tehdit altındayken ortaya çıkan kaygı ve gerginlik hislerinin bir araya geldiği, bir çatışma ve engelleme sonucu meydana geldiği bir iç huzursuzluk denebilir. Sebebi bilinmemektedir, buradan da kaygı sebeplerinin nesnel olmadığı, kişilere ve durumlara göre değiştiği sonucuna ulaşabiliriz. Matematik kaygısı ifadesinin geçmişi uzun bir zaman öncesine dayanmamakta, yakın geçmişte yer almaktadır. 1950'li yıllarda ilk defa tanımlanan bir ifade olmuş, birçok araştırmacı tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır.

      Matematik önemli bir işleve sahipken öğrencilerin çoğunluğu tarafından sevilmemekte, sıkıcı ve soyut bir ders olarak görülmekte. Öğrencilerin çoğu matematiği anlamlandıramadıkları bir bulmaca işlemi olarak algılıyorlar. Bu duruma birçok etken sebep olurken benim ilk olarak incelediğim durum matematik dersinde kaygı etkeniydi.

    Ülkemizde öğrencilerin matematik dersine duyduğu kaygının ve ön yargının sebeplerini araştırdığım zaman çok da şaşırtıcı olmayan sonuçlara ulaştım.

    Öğretmen kaynaklı, aile kaynaklı, öğrenci kaynaklı ve okul, çevre, işleyiş kaynaklı kaygı sebepleri olmak üzere incelediğim 4 olası etken üzerinden;
öğretmen kaynaklı kaygı %35,
aile kaynaklı kaygı %30,
öğrenci kaynaklı kaygı %25,
okul, çevre ve işleyiş(sistem) kaynaklı kaygı %10

Öğretmen kaynaklı kaygı sebepleri;
-Öğretmenin yargılayıcı ve suçlayıcı olması,
-Bireysel farklılıkları dikkate almaması,
-Aşırı disiplinli olması,
-Yenilikçi olmaması,
-Başarılı öğrencilerle ilgilenmesi,
-Klasik yöntemlerle ders işlemesi,
-Otoriter ve mükemmeliyetçi olması gibi etkenler ön plana çıkıyor.

Aile kaynaklı kaygı sebepleri;
-Ailenin mükemmeliyetçi olması,
-Dersle ilgili baskı yapması,
-Çocuğun eğitimiyle ilgilenmemesi
-Aile içi şiddet oldukça etkili görünüyor.

Öğrenci kaynaklı kaygının sebeplerinde ise önemli başlıklar oldukça kalabalık:
-Matematiğe karşı ön yargılı olması
-Öğrencinin öz yeterliliği
-Arkadaş çevresi etkisi
-Derse ilgisiz olması
-Özgüven eksikliği ve dalga geçilme korkusu
-Okul değiştirme ve sonucunda uyum sağlayamamış olması
-Tembel, başarısız gibi kelimelerle etiketlenmesi
-Çekingenlik

Okul, çevre ve işleyiş bakımından;
-Sınıfın fiziki koşulları
-Müfredat konularının öğrenci seviyesine uygun olmaması başlıca kaygı sebeplerinden.

    Öğretmenler, öğrenciler, veliler ve okul yöneticileriyle yaptığım araştırmada ortaya çıkan başlıklar dikkate değer, fakat çok da şaşırtıcı olmayan sonuçlar.

     Sevindirici olan şey ise matematik dersinde kaygıya sebep olabilecek etkenlerin birçoğu imkanlarınız ölçüsünde değiştirebileceğiniz etkenler. O yüzden öğrenciyle ilgili kesin önyargıya varmadan önce "Neler yapabilirim?", "Neler yapılabilir?" sorularının cevabını aramakta fayda var.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder